Corriere della Sera
Settembre
September
2020
MART/NİSAN 2021 60 TL
MAYIS/HAZİRAN 2021 37. SAYI
36. sayı
36
Quantième Perpétuel
M A R T / N İ S A N
Q P M A G T R . C O M
2 0 2 1
Yüksek saatçiliğin
kreatif kitabı artık
Bulgari’de
Gérald
Genta
ile daimi
stamina
Özelden genele bir strateji ile
çağdaşlık sekansı / Laurent
Ferrier ve geleneksel-
inovatif düalite / Aksiyon
flmlerinden öğretiler /
Piero Lissoni ve B&B
Italia / Sneaker fanatizmi
Saatçilikte sürdürülebilir
gelişmeler
/
ELDA CHAIR
DESIGNER: Joe Colombo for Longhi
Not the Mob boss who makes an appearance
in Scorsese’s The Irishman (spoiler: He gets
shot)—the other Joe Colombo, Milanese
sculptor/painter/designer extraordinaire.
Although this Colombo’s Elda does have
a few film credits, notably appearing in
The Spy Who Loved Me and The Hunger
Games (alongside a de Sede Snake sofa).
Designed in 1963, the chair has a fiberglass
base and a space-age cocoon shape, giving
it a futuristic look, while the leather “intes-
tines” of padding add a soft, humanistic
element. It’s a radical design—a delicate bal-
ance between rigidity and comfort, austerity
and warmth. Vintage models abound and are
particularly attractive when the leather has
been worn to a nice patina. Colombo made
other major works—his Boby cart, for one—but
died tragically at age 41, in 1971.
TERRAZZA SOFA
DESIGNER: Ubald Klug for de Sede
The Terrazza was produced in 1973 by de Sede
as a response to its popular Snake sofa, almost
in opposition to it, focusing on height and
width over length. Depending on whom you
ask, designer Ubald Klug was inspired either
by the ridges left on the Swiss Alps by grazing
cows or by piles of sand. Does it matter? The
Terrazza’s possibilities are limited, but grand
and inspired: It can resemble a hill or a valley,
or it can be just a couple of chairs. It’s an opti-
cal illusion of depth, material, and perspective
that’s closer to a diorama or landscape paint-
ing than a place to nap. But while the design
is outré, it’s not difficult: It’s leather! It’s soft!
And fun! New models come in 16 shades of
leather. Originals are cheaper, recently run-
ning in the mid four figures, but those prices
are increasing fast, so hop on the wave now.
GHOST CHAIR
DESIGNER: Cini Boeri for Fiam Italia
With gentle curves and a wide-set, relaxed
stance, the see-through-glass Ghost—a
cousin of the Elda chair above—is both
a counterpoint and a complement to the
overstuffed Italian trend. The material may
be completely different, but there is an
echo in the lines, and they look damn good
next to one another. Blown from a single
12-millimeter-thick piece of glass, the Ghost
is a technical marvel, initially thought to be
unfeasible to produce. Though it may appear
tough to sit on, it’s decently cozy and looks
soft because of its organic form. Boeri was
three decades into her mammoth career
before she designed the Ghost, having made
a series of historically important lamps for
Artemide, produced all manner of furniture
for Arflex and Knoll, and even created nylon
bags for Prada. She’s still active in her 90s,
and the Ghost remains in production today.
ELDA CHAIR
DESIGNER:
Not the Mob boss who makes an appearance
in Scorsese’s
shot)—the
sculptor/painter/designer extraordinaire.
Although this Colombo’s Elda does have
a few film credits, notably appearing in
The Spy Who Loved Me
Games
Designed in 1963, the chair has a fiberglass
base and a space-age cocoon shape, giving
it a futuristic look, while the leather “intes
tines” of padding add a soft, humanistic
element. It’s a radical design—a delicate bal
ance between rigidity and comfort, austerity
and warmth. Vintage models abound and are
particularly attractive when the leather has
been worn to a nice patina. Colombo made
other major works—his Boby cart, for one—but
died tragically at age 41, in 1971.
GHOST CHAIR
DESIGNER:
With gentle curves and a wide-set, relaxed
stance, the see-through-glass Ghost—a
cousin of the Elda chair above—is both
a counterpoint and a complement to the
overstuffed Italian trend. The material may
be completely different, but there is an
echo in the lines, and they look damn good
next to one another. Blown from a single
12-millimeter-thick piece of glass, the Ghost
is a technical marvel, initially thought to be
unfeasible to produce. Though it may appear
tough to sit on, it’s decently cozy and looks
soft because of its organic form. Boeri was
three decades into her mammoth career
before she designed the Ghost, having made
a series of historically important lamps for
(top)
(bottom)
(opposite page)
96
Spring/Summer 2020
T H E S E P A G E S : S E E A D D I T I O N A L C R E D I T S , P A G E 1 5 8 .
Design
GQ Style
Marzo / March
2020
Tendances
Magazine
Ottobre / October
2020
QP
Aprile / April
2021
88
olduğu gibi Fiam’ın arkasında da tutku, gelenek ve
güzelliğe duyulan sonsuz bir sevgi var. Vittorio’nun
kariyeri boyunca zanaatkarlarla dirsek temasıyla
geçen hikayesi de öyle başlıyor. Sekiz yaşında
babasıyla birlikte bahçıvan olarak çalıştıktan sonra
on üç yaşındayken, bir camcı dükkanına çırak
olarak girer ve camın tüm inceliklerini, malzemenin
sürprizli doğasını özümsemeye başlar. On yedi
yaşına geldiğinde kendi işini kurmuştur bile ama bir
yandan sanat okuluna devam eder.
En başında cam bükme olanaklarını araştırarak
işe başlamış Livi. 1973’te Marche bölgesinde, Fiam
Italia’nın macerası sıfırdan başladığında, aklında
yalnızca tek bir fikir vardır: Bükülmüş camdan
mobilyalar yapıp onları ilham verici sanat objelerine
dönüştürmek. Cam malzeme, sağlam ve kırılgan,
doğal ve yapay gibi zıtlıkları; hepsinin aynı anda
var olduğu bir çelişkiler yığınıydı ama Livi belki
de camı bu niteliklerinden dolayı seviyordu. Hem
görünmez olup hem de mekandaki varlığını
en güçlü biçimde hissettirmenin gizemi bunda
yatıyordu.
Camın bitmiş ürüne dönüştürüldüğü karmaşık
sürecin başarısında, gümüş kaplama, bükme,
süsleme, füzyon, gravür, taşlama ve oyma gibi her
aşamada eli değen ustaların deneyimi var. Onu
şekillendirmek için kullanılan son teknolojiye
rağmen, bitmiş ürünlerin her biri benzersiz.
Vittorio Livi’nin Fiam markasıyla çıkardığı ilk
koleksiyonunda bükülmüş tek bir cam levhadan
oluşan kendi tasarımı Onda puf da vardır.
Tasarımda büyük deneyler dönemi olan 70’lerde
yekpare camdan ilk mobilya da böylece doğmuş
olur.
Bazı parçalara özel teknolojiler yaratması da
yeniliğe olan tutkunun göstergesi. Cam devrimi,
Massimo Morozzi tasarımı Hydra sehpa (1982) ile
devam eder. O zamanın makineleriyle bu formu
elde etmek son derece zordur elbette. Bunun için
Fiam, su ve aşındırıcı tozu saniyede bin metre hızla
itebilen özel bir makine (Paser) icat eder. Yıllar sonra
Philippe Starck’ın Illusion (1992) masasını üretmek
için de camı bin derecede işleyebilen bir tesis
yaratması gerekecekti.
Fiam Italia, cam teknolojisinde teknik
ustalığını kimseye devretmeyecek gibi görünüyor.
Milano’da, Marcel Wanders’in sunduğu Echo dolap
koleksiyonunda (2020) soğuk ve sert bir malzeme
olan cam, -daha önce hiç denenmemiş kalın
levhalar kullanılarak- bu kez topraksı ve çok renkli
hale bürünüyordu. “Zamanda donmuş ama yaşam
dolu” bu sanat objelerinde, tekrarlanan geometrik
desenler, zanaatkarlığı kutlayan yeni modelleme
teknikleri sayesinde teatral bir gösteri sunar gibiydi.
Görsel: Cini Boeri tasarımı ve Fiam Italia üretimi Ghost Chair.
Transparan edit
Eğip bükerek cam gibi
kırılgan, kimyası ve fziğiyle
gerçekten karmaşık bir
malzemenin sınırları daha
ne kadar zorlanabilir?
Bir insanın hayal gücü, “olmaz”ı gerçekleştirme
inadı ve yenilik tutkusu varsa imkansız diye bir
şey yok. Fiam Italia’nın zamansız sandalyesi Ghost
(hayalet) varla yok arası gibi görünse bile cismani
varlığıyla bunun en güzel kanıtı. “Evrimin yenilik
hızına bağlı olduğu bu akışkan dünyada, neredeyse
ölümsüzlüğe ulaşacak bir ürün kulağa ütopya gibi
geliyor” diyor Fiam Italia’nın kurucusu Vittorio
Livi. “Cini (Boeri) bana projesini ‘Yapılamaz,
biliyorum’ diye sunmuştu. İşinin uzmanı olan
bu muhteşem kadın, tam da o anda oyuncak
bebek almak isteyen hevesli küçük bir kız gibi
görünüyordu. Asistanı Tomu hiç konuşmadan
köşede gözlerini dikmiş bizi izliyordu. Sandalyenin
ilk eskizlerini gördüğümde, bu belki de gerçeğe
dönüştürebileceğim bir rüyadır diye düşündüm.”
Karşısına çıkacak teknik zorluklarla yüzleşme
fikrinin verdiği heyecan, tam bir meydan okumaya
döner bundan sonra. “ Zorlu bir araştırma
süreci bekliyordu bizi ama teknolojik ve estetik
inovasyonda kademe atlamamızı sağlayan itici
bir güç de oldu. Hem modern çağa hem de
insanoğlunun geleceğine ait, cam gibi büyülü bir
malzemeyle olabilirdi bu ancak. Camdan yapılmış
ilk sandalyenin tasarım ve prototip süreci yıllarımızı
almıştı ama bugün olanca transparanlığıyla hala
duygularımızı harekete geçiren düşsel bir imge.
Stil ve inovasyonun en mükemmel sentezi, ömrüm
boyunca yaptıklarımın en iyisi.”
Boeri’nin tasarlayıp onun 1987’de ürettiği Ghost
sandalyeyi bu sözlerle farklı yere koyan Livi, camda
devrimle özdeşleşmiş Fiam Italia’nın yaratıcısı.
Bugün de Enzo Mari’den Ron Arad’a, Philippe
Starck’tan Marcel Wanders’e birçok tasarımcıyla
çalışıp gelip geçici trendlerden uzak sanat objeleri
üretmeye devam ediyor.
Köklü İtalyan markalarının pek çoğunda
Yazı Benan Kapucu
58.59
GHOST | Illustrated Press Selection